Çin'den Avrupa'ya: Birlikte hareket edelim
ABD'nin başta Avrupa ve Çin olmak üzere tüm dünyaya başlattığı ticaret savaşlarına karşı tepkiler büyüyor. Dünya ise ABD'ye karşı doğudan batıya uzanan büyük bir birlik oluşturuyor
ABD'nin başlattığı ticaret savaşlarına karşı Avrupa ve Asya arasında dayanışma başladı. Çinli yöneticiler Avrupa ülkelerine ABD'ye karşı birlikte hareket etmeyi önerirken, Avrupa ülkelerinden gelen sinyaller de olumlu. Avrupa, Asya dayanışmasının Türkiye'nin lehine ve Türkiye için fırsat olduğu belirtildi. Eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel ABD'ye karşı Çin, Rusya ve Avrupa'nın birlikte hareket etmesinin ABD'yi gerileteceğini belirtirken, Uluslararası İlişkiler Uzmanı Hasan Köni ABD'nin savaş istediğini, buna karşı dünyada yeni bloklaşmaların gündemde olduğunu söyledi. Prof. Dr. Hasan Ünal yeni bir dünya kurulmakta olduğunu kaydederek Türkiye'nin eski dünyanın kavgalarını terk etmesini istedi.
ABD'nin başta Avrupa ve Çin olmak üzere tüm dünyaya başlattığı ticaret savaşlarına karşı tepkiler büyüyor. Sınır komşusu Meksika'ya yönelik uygulamaya halk ABD karşıtı solcu bir lideri seçerek karşılık verirken, Avrupa'daki müttefikleri de ABD'ye başkaldırmaya başladı. Başta Almanya ve Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleri ABD'nin aldığı kararlara sert tepki gösterirken, Çin ve Asya ülkeleri de ABD'ye karşı yaptırımlara hazırlanıyor. Bu arada Avrupa ile Asya arasında ABD'ye karşı birlikte hareket etme eğilimi de hızla güçlenmeye başladı.
Almanya Başbakanı Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron ABD'ye karşı sertleşirken önümüzdeki dönemde “sözlerin eyleme dönüşeceği” beklentisi öne çıktı.
AVRUPA-ÇİN
DAYANIŞMASI
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, geçen hafta Avrupa Birliği dönem başkanı olan Avusturya'daydı. Viyana'da Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissle ile görüşen Wang, İran'la imzalanan nükleer anlaşmaya bütün tarafların bağlı kalmasını istedi. Bu arada Çinli yöneticilerin Avrupa ülkeleri ile temaslarında ABD'nin tek taraflı başlattığı ticaret savaşlarına karşı birlikte hareket etmeyi önerdiği, Avrupa ülkelerinin şu anda açık bir tutum almasalar da birlikte hareket etme konusunda sinyal verdikleri öğrenildi.
AVRUPA'YA TEHDİT
ABD'nin çelik ithalatı ile başlattığı, sonra otomotiv sektörünü de içine alan ticaret tehdidi Avrupa ülkelerini tedirgin etti. Avrupa ülkelerinin Gayrı Safi Milli Hasılalarında ihracatın çok önemli bir yere sahip olduğunu, örneğin Almanya'da ihracatın Gayrı Safi Milli Hasılasındaki payının yüzde 35'in üstünde olduğunu vurgulayan ekonomistler, Avrupa'nın ABD ile mücadelesinin sertleşeceğini, ticarette başlayan gerilimin siyasi ve askeri alanlara da kayacağını ifade ettiler. Avrupa, Asya arasında çıkar birliğinin giderek kuvvetlendiğine dikkat çeken ekonomistler, Avrupa-Asya dayanışmasının kaçınılmaz olduğunu belirttiler.
ÇİN DTÖ'YE BAŞVURDU
ABD'nin Çin'e yönelik aldığı kararlar ve gümrük vergilerini yükseltmesi üzerine Çin Ticaret Bakanlığı harekete geçti. Çin'in “ilk ateşi açan taraf” olmayacağını, ancak ülkenin ve Çin halkının temel çıkarlarını korumak için gerekli tedbirlerin de alınacağını duyuran Çin Ticaret Bakanlığı konu ile ilgili olarak Dünya Ticaret Örgütü'nü bilgilendirme kararı aldı. Çin'in serbest ticareti ve çok taraflılığı korumak için uluslararası toplumla işbirliği yapılacağı bildirildi.
DÜNYA BİR YANDA ABD DİĞER YANDA
Eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, ABD'nin başlattığı ticaret savaşları ile ilgili olarak Aydınlık'a yaptığı değerlendirmede, gelinen noktayı “dünyada liberalizmin bitişi” olarak yorumladı. Gürel, “ABD bir yanda dünyanın geri kalanı diğer yanda. ABD'nin kararlarına karşı Avrupa, Çin ve Rusya gibi ülkeler birlikte hareket etme eğiliminde. Gelen bilgiler bu yönde. Bu sağlanırsa ABD geriletilir. Önümüzdeki dönemde dünyada çok ilginç gelişmeler yaşanabilir. ABD Başkanı Trump'ın aldığı kararlara ABD içinde de iş dünyasından itirazlar geliyor. Dünya yepyeni gelişmelere gebe” diye konuştu.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal, dünyada yaşanan gelişmelerin Türkiye için önemli fırsatlar doğurduğunu kaydederek şu görüşleri savundu:
“ABD ile Avrupa arasında ciddi bir gerilim yaşanıyor. Bu gerilimin daha da artacağı görülüyor. ABD ciddi sıkıntı içinde. Kurtulmak için her yolu deniyor. Bütün riskleri alıyor. Türkiye yaşanan bu durumu fırsata dönüştürmelidir. Eskiden ABD Avrupa'yı da yanına alarak Türkiye üzerine baskı uygulardı. Kıbrıs'ta, Kürt sorununda, Ege'de, ... hep aynı şeyleri yaptı. Şimdi durum değişti. ABD Avrupa ülkelerini eskisi gibi kullanamaz. Türkiye bu durumu iyi değerlendirmeli ve bugüne kadar uyguladığı politikaları gözden geçirmelidir. Almanya ve diğer Avrupa ülkeleriyle gereksiz kavgaları bırakmalıdır. Artık yeni bir dünya kuruluyor. Eski dünyanın kavgaları terk edilmelidir. Şimdi bizler için barış zamanı. Ekonomik işbirliği zamanı. Türkiye'nin eli güçlendi. Rusya, Çin, İran, .. gibi ülkelerle işbirliği daha da pekiştirilmeli. Şam ve Bağdat'la kriz aşılmalı. Çin ve Türkiye önderliğinde Ortadoğu Serbest Ticaret alanı kurulmalı. Koşullar lehimize.”
KAPİTALİST BARIŞ TEORİSİ ÇÖKTÜ
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni de ABD'nin başlattığı ticaret savaşı konusunda şunları söyledi: “2. Dünya Savaşı sonrası ABD ‘kapitalist barış teorisi'ni gündeme getirdi. Savaş neden çıkıyor? Petrolden, hammadde sıkıntısından... Bunları düzene sokmak için IMF, Dünya Bankası devreye sokuldu. Dünya Ticaret Örgütü'nün temelleri atıldı. GATT kuruldu. Bu yolla kendi isteği doğrultusunda ticareti, ekonomileri yönlendirdi. Şimdi ABD kendi ortaya koyduğu sistemi, teoriyi çiğniyor, yok ediyor. Dünyada yeni bloklaşmalara yol açıyor. Ekonomik milliyetçiliğin sonu savaşa gider. ABD gözü dönmüş bir şekilde hareket ediyor. ABD savaş çıkartmaya doğru ilerliyor. Bu koşullarda, Avrupa ve Çin birlikte hareket edebilir. Almanya'nın Rusya'ya ihtiyacı var. Birlikte hareket edebilirler. NATO artık bitti. Avrupa için Rusya tehdidi diye bir şey yok. NATO'nun kuruluş gerekçesi artık ortadan kalktı.”
TİCARİ SAVAŞA ULUSLARARASI TOPLUM DA KARŞI
ABD'nin, Çin'den ithal edilen ürünlere yönelik 34 milyar ABD doları tutarındaki ek vergi tedbirini 6 Temmuz'da resmen uygulamaya koyması, Avrupa'ya yönelik tehdidin artmasına birçok ülkeden tepki gecikmedi. Gelen tepkilerden bazıları şunlar:
2008 KRİZİ GİBİ
İspanya Çin Politikaları Gözlem Merkezi Başkanı Julio Rios, ticaret savaşının birkaç haftanın ardından yol açabileceği zararın bir trilyon ABD Doları'na ulaşabileceğine dikkati çekti. Rios, küresel ticarette yüzde 6'lık ABD'nin dış ticaretinde de yüzde 25'lik bir kaybın söz konusu olduğunu vurgulayarak, bu ticari savaşın diğer ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkileyeceğini, dolayısıyla bu ülkelerin de kendi çıkarlarını korumak için adım atarak karşı ek vergi tedbirlerini hayata geçirebileceklerini kaydetti. Bu ticari savaşın neden olacağı ekonomik zararın 2008 yılında yaşanan küresel finans krizi ile hemen hemen aynı boyutta olduğuna işaret eden Rios, şu dönemde atılması gereken en önemli adımın olası riskleri engellemek için ticari ortak yelpazesini genişletmek, küresel yönetişim konusundaki görüş birliklerini sağlamlaştırmak ve ticari korumacılıkla ortaklaşa mücadele etmek olduğunu kaydeden Rios, söz konusu ticaret savaşında Çin, AB, Japonya gibi dünyanın başlıca ekonomileri arasındaki çok taraflı işbirliğinin yoğunlaşacağını söyledi. Rios, ABD uluslararası arenaya uzak kalıp gün geçtikçe yalnızlaşırken, diğer ülkeler arasındaki bağlantının yoğunlaşacağını ve ekonomik küreselleşmenin de yolundan şaşmadan ilerleyeceğini savundu.
Belçika Temsilciler Meclisi Başkanı Siegfried Bracke de yaptığı açıklamada, Trump yönetiminin ticari savaş açarak, başkanlık seçiminde verdiği taahhütleri yerine getirmeye çalıştığını belirtti. Bracke, buna rağmen, bir ülkenin bir başka ülkeye ek vergi koymasının serbest ticaret kurallarını ihlal ettiğini, orta ve uzun vadeli bakıldığında Trump'ın “önce ABD” anlayışının başarı kazanamayacağını savundu.
DÜNYA BÜYÜMESİ GERİLER
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, kapsamlı ticaret savaşının küresel ekonomik büyümeyi gözle görülür oranda gerileteceği uyarısında bulundu. Financial Times gazetesinde yer alan haberde, “İngiltere Merkez Bankası'nın sağladığı veriler gösteriyor ki, ABD'nin tüm ticari ortaklarına yönelik gümrük vergilerinde yüzde 10 puanlık bir artış getirmesi ülkenin imalatında yüzde 2,5'lik, küresel imalatta ise yüzde 1'lik düşüşe yol açacak. Bu koşullar altında küresel güven çökebilir ve finansal piyasalar gerginleşebilir” ifadelerine yer verildi.
ABD'NİN KAYBI ÇİN'DEN FAZLA OLACAK
İngiltere merkezli BBC'de yayınlanan bir analiz habere göre, ABD'nin başlattığı ticaret savaşında diğer ülkelerle kıyaslandığında risklerin en büyüğüyle karşı karşıya kalacak taraflar Çin ve ABD olacaktır. Singapur Kalkınma Grubu (DBS) Başekonomisti, Çin'in yüzde 6-7'lik ekonomik büyüme hızı ile ABD'nin yüzde 2-3'lük ekonomik büyüme hızı göz önünde bulundurulduğunda, ABD'nin göreceği zararın Çin'in zararından daha fazla olacağı kanaatinde.
TRUMP KURŞUNU KENDİNE SIKTI
Bloomberg'de yer alan makalede ise şu görüşler dile getirildi: “Trump yönetiminin ek vergi tedbiriyle aslında Amerikan yarı iletken sanayine yarar getirmek istediğine işaret edildi. Oysa küresel yarı iletken tedarik zincirinin karmaşık olmasından dolayı en nihayetinde Amerikan yarı iletken şirketlerinin edeceği zararın Çinli meslektaşlarının zararından daha fazla olacağına vurgu yapıldı. Bloomberg'e göre, Amerikan çip üreticilerinin kaygıları da giderek artmakta. ABD hükümetinin Çin'in omuzlarına bindirdiği vergi yükü, aslında Amerikan çip üreticilerinin omuzlarında. Trump, rakiplerini vurmak isterken, ticaret kurşununu aslında kendisine sıktı.”
İRAN EKSENLİ TAVIR
Bu arada Japonya Dışişleri Bakanı Taro Kono da, geçen günlerde Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Genel Müdürü Amano ile görüşmesinde, nükleer anlaşmanın uygulanmasını istemiş ve Amerika'nın bu anlaşmadan çıkarak nükleer anlaşmayı çiğnediğini bildirmesi dikkat çekti. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lu Kang, ülkesinin ABD'nin İran'dan petrol alımı durdurma isteğine karşı çıktığını açıkladı. Pekin'in İran petrol endüstrisini baskı altına alma konusunda ABD Başkanı Donald Trump ile hiçbir planının olmadığını belirten Lu Kang, “Çin her zaman tek taraflı yaptırımlara ve gayrimeşru müdahale eylemine karşıdır” dedi. ABD yönetimi, müttefiklerini İran'dan petrol alımını Kasım ayına kadar sıfıra indirmeye zorlayacağını açıklamıştı.