Sektör anlaştı: Dizilerdeki kalıplar yıkılıyor
Sektörün paydaşları, TV dizilerinde toplumsal cinsiyet eşitliği için bir araya geldi
ÖZLEM KONUR USTA
Televizyon dünyasının paydaşları, toplumsal cinsiyet eşitliği için bir araya geldi. Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği'nin (TÜSİAD) TV Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi kapsamında oyuncular, senaryo yazarları, yönetmenler ve reklam verenler el ele verdi. Proje kapsamında Kadir Has Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından yapılan TV Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Araştırması'nın sonuçları da dün yapılan toplantıyla açıklandı.
EKRAN MERCEK ALTINDA
Koç Holding ana sponsorluğunda 14 şirketin desteğiyle yürütülen proje kapsamında ilk olarak TV Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Araştırması yapıldı. 1-31 Mayıs 2017 tarihleri arasında 6 ayrı TV kanalında yayınlanan ve en çok izlenen 12 dizinin 4'er bölümü incelendi. 75'i kadın, 86'sı erkek olmak üzere toplam 161 ana karakter ve yardımcı karakter mercek altına alındı. Kadir Has Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. İrem İnceoğlu ve Yard. Doç. Dr. Elif Akçalı'nın sunduğu araştırma sonuçlarında göre diziler kadın ve erkeği iki ayrı dünyanın insanları olarak birbirinden ayırıyor. İncelenen 12 dizinden 7'si erkek odaklı, 4'ü ise kadın odaklı. Dizilerde kadın karakterlere yüzde 80 oranında iş dışı mekanlarda rol yazılıyor. Ev işi içerikli sahnelerin yüzde 92'sinde kadın karakterler, iş içerikli sahnelerin yüzde 82'sinde ise erkek karakterler rol alıyor. Kadınlar dizilerde ancak genç, narin ve hasas rol modeliyle yer buluyor. Her üç kadın karakterden 2'si zayıf. Kadın karakterler 16-39 yaş aralığında, erkekler ise 26-34. Erkekler yapılı, kadınlar orta yaş altında zayıf ve narin, orta yaş üzerindeyse şişman ve dul. Ağlama ve hüzün sahnelerinin yüzde 73'ünde kadınlar, şiddet ve tehdit içerikli sahnelerin ise yüzde 79'unda erkekler var. Agresif rollerin oynandığı sahnelerde yüzde 62 oranında erkekler rol alıyor. Ebeveynlik yaparken görünen sahnelerin yüzde 79'u kadınlar için yazılıyor. “Kadın gibi” olmak ifadesi yüzde 62 oranında aşağılama amaçlı kullanılıyor.
Yöneticiliğini Nevşin Mengü'nün yaptığı toplantıda TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl'ın açılış konuşmalarının ardından sektörün paydaşları da “Nereden başlamalı?” sorusuna yanıt aradı. Toplantıda, Reklamverenler Derneği Başkanı Ahmet Pura, Televizyon ve Sinema Filmi Yapımcıları Birliği Başkanı Birol Güven, Oyuncular Sendikası Genel Başkanı Demet Akbağ, Senaryo Yazarları Derneği Başkanı Meriç Demiray, Yönetmen Zeynep Günay Tan dizi sektöründeki sorunları ve toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin çözüm önerilerini paylaştı. Tartışmanın odağında dizilerinin sürelerinin çok uzun olması ve reklamverenlerin çok izlenenleri tercih etmesi vardı.
REYTİNG BAŞARI ÖLÇÜTÜ OLMAMALI
Nevşin Mengü'nün, “Kadınlar, gerçek hayatta böyle mi? Dizilerde neden sürekli bağırıyorlar?”sorusunu usta sanatçı Demet Akbağ, “Diziler o kadar uzun ki, her halde ancak böyle bağırarak, viyaklayarak o sahneyi uzun tutma yoluna gidiyorlar” diye yanıt verdi. Senaryo yazarı Meriç Demiray da aynı soruna dikkat çekti: “Ciddi bir trajedi yaşıyoruz. Bir Demet Tiyatro bir kadının etrafında şekilleniyordu, çok iyi reyting alıyordu. Çocuklar Duymasın'da yine güçlü bir kadın karakter vardı, o da çok iyi reyting alıyordu. Gülbeyaz, erkek döven bir kadındı. İzleyicisi vardı. Ancak bunlar 45 dakikaydı, süreler uzadıkça polisiye ve gençlik dizilerini kaybettik. Mevcut durumda ayakta durabilmek için kadının o sahnede bağırması gerekiyor.”
Yönetmen Zeynep Günay Tan da, dizilerin başarısının izlenme oranına bağlı olmasının yanlış sonuçlara neden olduğunu söyledi. Tan, “Kız çocuklarının okumasını destekleyen bir senaryo, çok da yüksek izlenme payına sahip olmayabiliyor. Ama bu dizinin desteklenmesi gerek. Başarının yalnızca reytinge odaklanması doğru değil, içeriğe bakılmalı” diye konuştu.
Reklamverenler Derneği Başkanı Ahmet Pura ise yalnızca dizilerin değil reklamların da bu yönden ele alınması gerektiğini söyledi. Pura, “Bu dünya çapında yeni yeni tartışılan bir konu. Bir yerlerden başlamak için henüz geç değil. Eylem planları hazırlamalıyız. Önce reklamverenler kendi kendilerini eğitmeli ve vizyoner hedefler belirlemeli. Bir özdenetim mekanizması kurulmalı. Bunun için sektörün paydaşlarını müşterek bir örgütlenmeye davet ediyoruz” dedi.
BEŞ İLKEDE BİRLİK
Toplantının sonunda TV dizilerinde toplumsal cinsiyet kalıp ve yargılarını ortadan kaldırmak hedefiyle beş ilke belirlendi:
* Kadınların ve erkeklerin fiziksel görünüm, karakter, duygu ve meslek çeşitliliğini artırmak,
* Hayata, işe ve eve dair sorumlulukları dengeli dağıtmak,
* Şiddeti olağanlaştırmamak,
*Toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun bir dil kullanmak,
*D Rol model karakterlerin görünürlüğünü sağlamak ve artırmak.